Hayatınızda ziyaret edip beğendiğiniz bir çok şehir olmuştur. Peki  daha önce hiç gitmediğiniz ama sanki oralı olduğunuzu oraya gidince farkettiğiniz bir yer oldu mu, meğer ben aynı zamanda buralıymışım dediğiniz? Ve bu soruya ağır bir dipnot olarak da "nereli olduğunuz hiç farketmez" cümlesini eklesem? Bütün ziyaret ettiğiniz şehirleri düşünün. Peki ya size bu şehrin Türkiye dışında olabileceğini söylesem çok mu çılgınca gelir? Evet! Bu şehir resmi sınırlarımızın 800 küsür  kilometre uzağında olan  ancak gönlümüzün ecdadımızın tam merkezinde bulunan mübarek bir başkenttir. Buranın yabancı bir yer olmadığınızı sizi yabancı olarak görmeyecek olmalarından anlayabilirsiniz. Belki De dedenizin en yakın silah arkadaşının torunu size hoşgeldiniz diyecektir çarşısının girişinde.

 tam o anda çekici elinde olan çarıkçı amca dükkanından size gülümsüyor olabilir gözleriyle Sefa getirdiniz derken. Ve belki de  o amcanın babası yapmıştır dedenizin postallarını.

Kimse kimseyi bilmiyor ama herkes tanış bu şehirde. Hep arka safımızdaydılar belki biz kabeye doğru secde ederken, biraz geç olsa da anlarsınız bunu muratpaşa da saf edince. Gönlü büyük adamların memleketidir burası, karşılıksız seven koca yürekli kulların diyarıdır. "Ne getireyim ne isterseniz Türkiye'den ? " diye sorulduğunda "istemem birşey, yaşayın hem bizim için, varolun" diyecek kadar samimi ve bizim bizi sevdiğimizden daha çok seven nenelerin memleketidir burası.

Türkü Türk lirasından daha çok seven tek yerdir burası. Bizi biz yapan değerlerin mimarıdır burası. Milletimizi devlet yapan şehidimizin babaevi, istiklalimizin şairinin diyarı, Mehmet Âkif'in baba, Yahya Kemal'in  anaocağı.. Ne çok şeyimiz var burada bi bilseniz, koşarak gelirdiniz. Burası Balkan, burası Vardar Ovası, burası Üsküp, burası  ecdadın kavuşamadığı yari.. Ecdada olan sevgisinden sonra da kimseye duvağını açmamış bir sevgili, gerdanında şar dağları hala halihazırda yarini bekleyen sevgili..