2018 Yılında Türkiye'de başlayan Yüksek Kur dönemi 2020 yılında adeta tırmanışa geçti. Son dönemde bazı küçük çaplı düşüşler yaşansa da dolar kurunun hala çok yükseklerde olması iş dünyasında endişelere yol açıyor.

Muhalefet bu durumu her fırsatta eleştiriyor olsa da iktidar kanadı eleştirileri duymamaya devam ediyor.

Yüksek kur döneminde uzun süredir bulunan Türkiye'de dolar lira karşısında hiç olmadığı kadar değerli.

Bir çok ekonomist bu durum karşısında değerlendirmelerde bulunurken en çok yorumları dikkat çeken isim ise Mahfi Eğilmez.

Eğilmez zaman zaman sosyal medyadan zaman zaman da kendi internet sitesinden yazılar yazarak gündemi yorumluyor.

Eğilmez yine gündeme bomba gibi oturacak bir çıkışla okuyucu karşısındaydı...

Şu günlerde Türkiye'de en çok merak edilen konuların başında geliyor Dolar.. Mahfi Eğilmez ise Dolar konusunda yorumlarıyla son zamanlarda dikkat çeken bir isim. Mahfi Eğilmez DOLARI en iyi bilen bir isimdir desek yeridir.

Mahfi Eğilmez bugün yine basının gündemindeydi. Dikkat çeken açıklamalarda bulunan Mahfi Eğilmez Rezervlerle ilgili bilgiler verdi. Mahfi Eğilmez tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler bulunmakta.

Türkiye'nin en çok takip edilen ekonomistlerinden birisi olan Mahfi Eğilmez, Türkiye'nin dolar rezervi hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Mahfi Eğilmez, "2020'yi eksi 41 milyar dolar rezervle tamamladık" ifadelerini kullanarak, "Faizi arttırmayacağız derken ortaya çıkan tablo budur. Sonunda hem rezervlerimizi harcamış olduk hem de faizi arttırmak zorunda kaldık. Üstelik riskleri de yükselttik" diyerek tepki gösterdi.

İşte Mahfi Eğilmez'in sosyal medyada gündeme oturan '2020’yi Eksi 41 milyar Dolar Rezervle Tamamladık' başlıklı yazısı:

Türkiye, 2020 yılında faizi düşük tutabilmek amacıyla döviz satarak kuru kontrol etmeyi denedi. Bu denemenin bir işe yaramayacağını önünde sonunda faizi yükseltmek gerekeceğini yıl boyunca anlattık durduk.

Yılın bitmesine iki ay kalana kadar bu politikada ısrar edildi ve döviz satarak kura müdahale etmeye çalışılırken Merkez Bankası’nın döviz rezervleri kullanıldı.

Swaplar hariç net rezervler eksiye geçmesine karşın bu politikada devam edildi. Sonrasında bu politikanın çözüm getiremeyeceği anlaşıldı ve TCMB politika faizi yüzde 8,25’den 17’ye kadar yükseltildi. Ne yazık ki giden rezervleri yerine koymak öyle kolay değil.

 Aşağıdaki tablo 2020 yıl sonundaki rezerv durumunu 2019 yıl sonuyla karşılaştırmalı olarak ortaya koyuyor (Kaynak: TCMB / Uluslararası Rezervler ve Döviz Likiditesi Aralık 2020 tablosu, TCMB / Analitik Bilançosu ve TCMB / Döviz Kurları tablolarından yararlanılarak hazırlanmıştır.)

Tablodan görüleceği gibi 2019 yıl sonunda net rezervler swaplar hariç 24,1 milyar dolar iken 2020 yıl sonunda swaplar hariç net rezervler eksi 41,2 milyar dolar olarak gerçekleşmiş bulunuyor.

Risk yaratmak dediğimiz mesele budur. Doğru ekonomi politikası enflasyona neden olan temel faktörün TL’nin dış değer kaybı olduğunu görerek faizi zamanında artırmak ve kura müdahale için rezervleri harcamamak olurdu. O zaman rezervler eksi çıkmaz ve dışarıdan bakanlar açısından da ekonomi bu kadar riskli görünmezdi. Ekonomi bu kadar riskli görünmeyince CDS primi düşer Hazine de dış borçlanmayı daha düşük faizle yapabilirdi.

Faizi arttırmayacağız derken ortaya çıkan tablo budur. Sonunda hem rezervlerimizi harcamış olduk hem de faizi arttırmak zorunda kaldık. Üstelik riskleri de yükselttik.