Saygıdeğer kamuoyu,

Bilindiği üzere dünyayı etkisi altına alan Coronavirus salgını nedeniyle, dünyanın önde gelen ülkeleri bile ekonomik tedbir paketlerini açıklamaya başladılar. 

Bu kapsamda ülkemizin iktidar partisi de yapmış olduğu değerlendirmeler sonucunda, yeni ekonomik tedbir paketi teklifini dün kamuoyuna paylaşmış oldu. 

Paket içerisinde yer alan bazı teklifler veya tedbirler kısa vadede olumlu etki yaratacak olsa da özellikle devlet memurlarının, öğretmenlerin, hakim ve savcıların, dolayısı ile tüm kamu çalışanlarının maaşlarının iki ay boyunca asgari ücrete indirgenmesinin, olumsuz sonuçlar doğuracağı açıkça ortadadır. 

Kredi borçlarının ötelenmesi veya icra memurlarının belli bir dönem işlemlerini durdurmaları kısa vadede bir rahatlama sağlayacak olsa da, maaşların asgari ücrete indirgenmesi, önceki yaptırımları anlamsız kılacaktır. En basitinden, dört kişilik bir ailenin asgari ücretle bir ay boyunca ihtiyaçlarını karşılayabilmesi günümüz şartlarında mümkün değildir. O yüzdendir ki, kısıltma olsa bile bunun bireylerin gelir seviyesine göre yapılması gerekmektedir. Maaşların asgari ücrete indirgenmesi ile değil de, aldıkları maaşa göre belli bir oranının açılacak olan yeni fona aktarılması daha kabul edilebilir bir durumdur. 

Kamu sektöründeki maaşların asgari ücrete indirgenmesi, özel sektörün dış borçlanma veya kamudan kısılarak ile finanse edilmesi çatışma yaratacaktır. Unutulmaması gereken unsur ise kamu kurumları kâr amacı ile varlığını sürdüren kurumlar olmamakla birlikte, özel sektörün yükünü çekmekle de sorumlu değildir. 

Elbette ki özel sektör ekonomilerin birer lokomotifi gibidirler ve kriz durumlarında devlet tarafından desteklenmeleri kaçınılmazdır, lakin devlet, kısa değil, orta ve uzun vadeli uygulamalarla ve sağlayacağı kolaylıklarla özel sektörün krizden en az hasarla çıkmasını sağlayabilir. 

Çok acil olmayan sermaye yatırımlarının ertelenmesi, kamudaki ek ödemelerin durdurulması, harcamaların iptal edilmesi, borçların yeniden yapılandırılması ve daha birçok uygulama ile kamuda tasarruf arttırılabilir ve verimsiz harcamalardan kaçınılabilir. Bu sayede krizin büyük yükü de kamu çalışanlarına yüklenmiş olmaz. 

Bulunduğumuz kriz ortamından çıkmak için elbette ki birlik, beraberlik ve dayanışmaya ihtiyaç vardır. Özellikle ekonomik alanda yaşanacak olan sıkıntıların aşılması konusunda çok ama çok titiz davranarak halkımızın bundan en az zayiatla çıkmasını ve önümüzdeki yıllarda krizin etkilerinin en kısa süre içerisinde bertaraf edilmesi için en uygun ekonomik hamlelerin yapılması şarttır ve hükümetin de adımlarını bu yönde belirlemesi ortak gayemizdir.

Saygılarımızla
Türk Demokratik Partisi
Genel Başkanı
Dr. Beycan İlyas